Translate

22 Mart 2012 Perşembe

Çarpıcı ve sarsıcı: Kürk gerçeğiyle yüzleşme zamanı

Her zaman şunu savunurum bir vejetaryen, bir vegan seçtiği yaşam tarzına uygun hareket etmelidir. Vejetaryen / vegan bir yaşam tarzını seçen kişinin hayvanlara ve hayvan haklarına duyarlı olması kadar doğru bir şey yoktur. Ben hayvan haklarına duyarlıyım diyen kişinin kürk, deri vb. şeyler kullanması akla hayale sığmayan bir çelişkidir.
Hayvan hakları ile ilgili google'da araştırma yaparken Hayvan Hakları Federasyonu'nun sitesi www.haytap.org adresinde çok anlamlı bir afiş gördüm ve bu bloğu takip edenlerle de paylaşmak istedim. Sanırım bu afiş burada yazacağım binlerce sözden daha anlamlı olacaktır. Haytap'a bu anlamlı afişter dolayı teşekkür etmeyi de unutmamak lazım...


19 Mart 2012 Pazartesi

Veganlara uygun kek yemek isteyenler için bir öneri...

Vejetaryen olmanın zorluklarını yaşarken bir yandan da vegan yeme alışkanlıkları konusunda bu aralar kafa patlatıyorum.
Bu aralar Hristiyanlık et, et ürünleri ve her hangi bir hayvansal besinin tüketilmediği 7 haftalık 'büyük oruç'ta olduğu için vegan yeme tarzları ve alışkanlıkları şehirde daha bir revaçta...
Bu nedenle de bazı pastaneler bu aralar içinde yumurta, süt ve hayvansal her hangi bir şey bulunmayan lezzetleri satmaya başladı.
Şişli'de bulunan Üstün Palmiye Pastanesi'nde onlardan biri... Gerek tahinli çöreği, gerekse zeytinyağlı kekiyle veganların arayıp da bulamadığı lezzetlerin kapılarını açıyor. Ayrıca aynı pastane sabahları veganlara uygun yaptığı zeytinli açmalarıyla da insanın iştahını açıyor.
İşte bu da pastanenin adresi ve telefon numarası...


Üstün Palmiye Pastanesi, Şişli, İstanbul
Baruthane Cad. No: 80 Feriköy Mh. Şişli, İstanbul,
34379, Şişli, İstanbul, Türkiye
 (212) 231 9253


Bu arada vegan dostlarıma bir güzel hatırlatma daha... İsteğe bağlı olarak sipariş yapıyorlar ve gerçekten başarılı işler çıkartıyorlar...

Afiyet olsun...



14 Mart 2012 Çarşamba

Neden deri ve kürk kullanmıyorum?


Bu bloğu hazırladığımda hayvanları en az benim kadar seven insanlara ulaşmak niyetimdi. Öyle çok ulvi amaçlarım yoktu. Sadece hayatıma giren bir kedi yüzünden hayatımı daha farkında yaşamaya başlama sürecimi insanlarla paylaşmak istedim.

Ben deri ve kürk kullanmıyorum… Et yerken de kullanmıyordum… Katılırsınız katılmazsınız orası ayrı konudur ama bana bir hayvanın etini yemekten daha üzücü geliyor deri ve kürk kullanımı… İnsanların et yemesini, ağız tadından, alışkanlıklardan, ihtiyaçtan olarak görebilirim ancak deri ve kürk kullanımı tamamen kişisel tatmin ile alakalı.

Eski zamanlarda deri ve kürk kullanımı;  insanların başka alternatifleri olmadığı, tekstilin bu derece yaygın olmadığı zamanlarda makul karşılanabilirdi. Ancak günümüzde gerek ısınma koşulları, gerek tekstil ürünlerinin çeşitliliği, teknolojinin gelişmesi gibi alternatifler insanların deri ve kürk ile olan ilişkisini de en aza indirdi.

Ancak günümüzde ihtiyaç yerini, lükse, sükse yapma ihtiyacına bıraktı. İnsanlar deri ve kürkü ihtiyaçtan ziyade kendi statülerini belli etmek için kullanıyorlar. Açıkçası bunun bir geyik kafasını salonunun tam ortasına asan avcıdan bir farkı olduğunu düşünmüyorum.

Ben kürk ve deri kullanmıyorum; çünkü canlıların benim kişisel zevkim için öldürülmelerini ve benim için işlemden geçirilip, ayağıma ayakkabı, koluma çanta olmalarını istemiyorum… Eskiden nefes aldığını, yaşadığını, yemek yediğini vs. bildiğim bir hayvanın ölümünün ardından nemalanmaya çalışmak bana bizler öldükten sonra cesetlerimizi yiyecek olan kurtçuklara benzediğimiz hissini veriyor.

Fokların kafalarına vurarak, tilkilerin bir hafta sonu eğlencesine kurban gitmelerini, timsah derisinden bir çanta için binlerce lira verip, zavallı koyunların derisinden UGG’lar giymeyi kendime açıklayamıyorum…
Açıkçası et yiyen insanlara deri, kürk kullanan insanlardan kişisel olarak daha çok saygı duyabiliyorum.
Eğer merak edenler varsa şu aralar memleketimdeki kadınların yarısında bulunan o bazı ayakkabıların ana maddesini oluşturan koyunlar ile ilgili videoyu seyredebilirsiniz.



Bu da egzotik hayvanların bizlere kıyafet olması için ne gibi eziyetlerden geçtiğini gösteren bir video…

13 Mart 2012 Salı

Harvard'dan 30 yıllık araştırma: Kırmızı Et Ömrü Kısaltıyor



İşlenmiş et tüketen insanlar, diğer insanlara göre yüzde 20 daha fazla ölüm riski taşıyor.

Sabah sabah interneti açtığımda bir çok gazetenin internet sitesinde Harvard'da yapılan bir araştırma sonucu ile karşılaştım. Vejetaryen beslenmeyi benimseyen herkesin bildiği ancak nedense et oburların duymaktan hiçbir zaman hazetmediği bir konuda 30 yıllık bir araştırma bu... Harvard'ın internet sitesinde de 
bu linkten ulaşılabilir. 


Harvard School of Public Health (HSPH) 'un  37.698 erkek üzerinde yapılan 22 yıllık ve 83.644 kadın kadın denek üzerinde yapılan 28 yıllık araştırma sonucunda kırmızı et tüketenlerin yüzde 42 oranında kalp krizi riski taşıdığını, ve kırmızı et tüketmeyenlere göre yüzde 19 Tip 2 Diabete yakalanma oranlarının yüksek olduğunu gösterdi. Ayrıca bu araştırmaya göre kırmızı et tüketimi kanser riskini de fazlasıyla yukarılara çekiyor.


Önemli tıp dergilerinden biri olan Jama'da yayınlanan sonuçlara göre  her gün işlenmemiş et tüketenlerin ölüm riskinin yüzde 13 fazla olduğunu gösterdi. Her gün, salam, sosis gibi işlenmiş et tüketenlerde risk yüzde 20 daha fazla. 


Öte yandan düzenli olarak balık tüketenlerin ölüm riskinin yüzde 7, kümes hayvanları tüketenlerin yüzde 14, fındık yiyenlerin ise yüzde 19, bakliyatların da yüzde 14 oranında ölüm riskini düşürdüğü görüldü. Ki burada kendim bir parantez açmak istiyorum burada görüyoruz ki fındık hepsinden daha çok ölüm oranını düşürüyor. Ayrıca araştırmada sebzelerin konu dışında tutulduğunu da söylemekte yarar var. 

Beslenme alışkanlığı çocukluktan kazanılır. 
Araştırmanın başında bulunan Beslenme ve Epidemoloji Profesörü Frank Hu, "Bu çalışma ortaya koydu ki kırmızı et, özellikle de işlenmiş kırmızı et tüketimi ile erken ölüm arasında bir bağlantı bulunuyor. Öte yandan kırmızı et yerine protein değerleri yüksek olan yiyeceklerin hastalık ve ölük oranlarını azaltmada yardımcı olabilir" diye konuştu.


Sonuçta kırmızı etin, her türü insanların ömürlerini kısaltmaya ve onları hasta etmeye yetiyor...


Araştırma, Hürriyet Gazetesi'nin resmi web sitesinde de haber olarak yer alıyor.


Bu araştırma gösteriyor ki insanların yemekten büyük keyif aldığı bu yiyecekler, hem doğaya hem hayvanlara dahası kendilerine de zarar veriyor.


Beslenme alışkanlıklarının temelleri çoğunlukla bir çok şey gibi çocukluk sürecinde atılır ve gelişir. Bu nedenle çocuklarınıza sağlıklı beslenmeyi ve etin zararlarını küçükken öğreterek onlara uzun bir ömür verebilirsiniz.

10 Mart 2012 Cumartesi

Vejetaryenler için fast food: Çiğ Köfte...

Başlığa bakıp da bir vejetaryen nasıl olur da çiğ köfte yer demeyin! Türkiye'de uzun zamandır satılan çiğ köftelerin içine artık et konulmuyor... Yani günümüzde bir kaç yer dışında dükkanlarda satılan çiğ köfteler aslında etsiz. Şu durumda vejetaryenlerin çiğ köfte yemesi kadar normal bir şey olamaz...

Bu aralar özel sebeplerden dolayı hayvansal olan hiçbir şey tüketemediğimi söylemiştim. Normalde et ve et ürünleri yemezken birkaç haftadır süt ve süt ürünleri de tüketmiyorum... Şu durumda dışarıdan yiyecek alırken sorma ihtiyacı duyuyorum.

Cuma akşamı eve dönerken canım fazlasıyla acı bir şeyler istiyordu ve bunun ne olduğunu bulmam biraz zor oldu... Evimin yakınındaki çiğköfteciye girdim ve "Çiğköftenizde hayvansal herhangi bir malzeme kullanıyor musunuz?" diye sordum... "Hayır" yanıtını alınca cesaretim arttı ve "Peki ya yağ? Yağ olarak ne kullanıyorsunuz?" diye sordum... Dükkan sahibinden "Ayçiçek yağı" cevabını alınca nasıl mutlu olduğumu anlatamam ama benim yerimde olsaydınız verebileceğiniz tepkiyi verdim diyebilirim:)

Benim bu cevapları aldığım mekanın adı Damga Çiğ Köfte... Hisar Üstü, Kağıthane, Şişli, Kasımpaşa, Sarıyer, Gaziosmanpaşa, Bahçelievler, Yeni Bosna, Esenler, Atakent, Koca Mustafa Paşa, Bostancı vs. gibi bir çok yerde bayileri bulunuyor ve dahası www.damgacigkofte.com 'dan da ulaşabilirsiniz.

Kısacası dostlar, İstanbul'da satılan çiğ köfteler bulgurdan yapıldığı için afiyetle yiyebilirsiniz.... Ancak her zaman söylediğim gibi ne olursa olsun siz yine de almadan önce sorularınız sormayı ihmal etmeyin...

Bu arada biraz araştırınca Sağlık Bakanlığı'nın yanılmıyorsam 2002 yılında etli çiğ köfte satışını yasakladığı bilgisini buldum. Şu durumda etrafınızda eğer bir çiğ köfteci varsa ve etli çiğ köfte yaptığını iddia ediyorsa aklınızda bulunsun bunu yapmaları yasak...

Şimdiden hepinize afiyet olsun :)

Vejetaryen ve Çin Yemeği

Sosyal hayata bir vejetaryen olarak katılmak bazen zorlukları da beraberinde getiriyor. Özellikle yemek ve restoran seçimleri hem sizi hem de karşınızdakini gerebiliyor. Çoğunlukla 'O bunu yemez' ile 'Ben onu yiyemem' şeklinde diyologlar kaçınılmaz oluyor.

Bu bloğun temel nedeni de zaten benim gibi sıkıntı çekenlere yardımcı olmak...

Bu hafta hazır her yer indirimdeyken ben de kendimi halamla birlikte alışverişe attım. Ehh haliyle alışveriş sonrasında yemek yemeye karar verdik.

Şu son zamanlarda özel sebeplerden dolayı artık süt ve süt ürünleri de yiyemediğimden vegan beslenmeyi benimsedim. Bu da işimi dışarda daha da zorlaştırdı.

Ama size şöyle söyleyebilirim arayan bulur mottosu hep işe yarar :)

Cevahir AVM'de o kadar çok etobur yiyecek var ki insan kendini o yemek katında mezbahaya girmiş gibi hissediyor.

Neyse ki halam Çin yemeğini çok sever ve Çinlilierin vegan beslenmeye uygun bir çok yemeği var :)

Cevahir AVM'nin en üst katında bulunan Great Dong Fang Chines Restourant veganlar için farklı lezzetler sunuyor. Sebzeli noodle, haşlanmış sebzeler ve acılı lahana salatası muhteşem bir lezzet...

Garsonlarını biraz sıkıştırdım ve içinde et, tavuk bulunmaya ürünlerin ne yağ ne de her hangi bir şekilde hayvansal hiçbir malzemeye değmediğini öğrendim ki bu da ben bu aralar arayıp da bulamadığım şeylerden biri :)

Kısacası Çin Yemeği ve dolayısıyla restoranları vejetaryenlere ve dahası veganlara çok uygun...

Açık büfesi ve bu büfenin fiyatının diğer bir çok restoranı yarısı olması nedeniyle de kesenize uygun ve doymanızı sağlıyorlar. İstanbul'un büyük alışveriş merkezlerinde de bu restoranı bulmak mümkün...

Umarım tüm vejetaryen - vegan dostlarımız için iyi bir alternatif olur... Şimdiden afiyet olsun...

7 Mart 2012 Çarşamba

Sipariş ettiğim Tofu Ambar'dan geldi

Tofu, konusu hakkında yazdığım yazıyı hatırlarsınız. Nuh'un Ambarı adlı siteden ve onların marketlerinden bahsetmiştim.
Bugün sabah saatlerinde sonunda tofuma kavuştum. UPS'le gelen kargo, bir kabanozun ne kadar iyi paketlenebileceğini bana gösterdi. Teslimatta ve üründe hiçbir sorun yok. Olayın tek tatsız tarafı UPS'in 8.5 TL'lik ürüne 6 TL kargo alması. İyisi mi siz benim gibi tembellik yapmadan gidip ürünleri yerinden alın.
Ancak şunu da hatırlatmamda fayda var; 100TL'lik ürün alımınızda kargo konusunda bir güzellik yapıyorlar...

6 Mart 2012 Salı

Veee sonunda 'İstanbul'da tofu nereden bulunur'un cevabı...

Vejetaryenlik konusuna başlarken hayatın özellikle bazı şeyleri bulma konusunda bana bu kadar zorlayıcı davranacağını düşünmemiştim. 

Bu bloğu takip edenler bilirler, mütemadiyen bir tofu arama halindeyim... İstanbul'da yaşayan bir insan şehri boydan boya kat etmeden tofuya nasıl ulaşabilir? 

Ambar'da satılan tofu Nuh'un Ambarı etiketiyle
raflarda yer alıyor.
Harbiye gibi İstanbul'un can damarı sayılan her yere bir araç mesafesinde oturmama karşın nedense çevremde bırakın tofu satan dükkanı tofunun ne olduğunu bilen market sahibi bulmak ciddi bir mesai gerektirdi.
Ancak burada özellikle Migros'a teşekkür etmem gerekir; her ne kadar tofu sorununu halen çözememiş olsalar da gösterdikleri ilgiyle en azından yarama az da olsa merhem olmaya çalıştılar.

Tofu konusu ile ilgili en son kendimi twitter'a atmakta buldum. Şöyle ki vejetaryenlikle ilgili twitter hesaplarına ki bunlar yurtdışındaki kurumlardı "İstanbul'da tofu nasıl bulabilirim?" diye bir twitt attım. Ve inanılır gibi değil ama cevaplar akmaya başladı. 

Onları takip edenler tofu ve ekolojik ürün satan yerlerin isimlerini yollamaya başladı. 

Gelen twitlerden biri Ambar Ekolojik ve Doğal Ürünler'e beni yönlendirdi.

http://www.nuhunambari.com adlı internet sitesinde tofu ve soya ürün çeşitleri bulmak mümkün... Üstelik sattıkları ürünlerin içeriklerini geniş bir içerikle açıkladıkları için ayrıca takdiri hak ediyorlar.  Dahası bu sitedeki ürünlerin altında ürünleri hangi yemeklerde ya da neyin yerine kullanabileceğiniz gibi ayrıntılar veriliyor ki bence bulunmaz bir nimet...

Mesela tofunun dolmalarda kıyma yerine kullanılabileceğini biliyor muydunuz? Ben bilmiyordum sayelerinde öğrenmiş oldum... 


250 gr'lık Tofu 8.5 TL'ye satılıyor... Üstelik baharatlı ve sadesi de mevcut... Ayrıca mağazada tofu dışında 2000'e yakın ürün var. En güzel tarafı da internetten sipariş kabul ediyor olmaları ki günümüzde yoğun çalışan insanlar için bulunmaz bir nimet. Ben siparişimi internetten verdim ve henüz yerinde gidip görmedim ama en kısa zamanda gidip yerinde göreceğim hatta buradan fotoğraflarını da paylaşacağım... 


Ambar'ı yerinde gidip görmek isteyenler için bilgileri ise şöyle:



Firma Adı : Ambar Ekolojik ve Doğal Ürünler
Firma Telefon : 0212 292 92 72
Firma Telefon : 0212 252 04 62
Firma Fax : 0212 292 92 77
Firma Adresi : İstiklal Cad. Kallavi Sk. No: 12 -  Beyoğlu / İSTANBUL

Tofu satan firmaları tanıtmaya devam edeceğim... Umarım hepinizin olmasa da bazılarınızın tofu sorunu bu sayede çözülebilir...

Bu arada yeni yerler keşfettiğim takdirde buradan hepinizi bilgilendirmeyi sürdüreceğim...