Translate

25 Kasım 2011 Cuma

Vejetaryen Her Canlıya Yardım Etmeyi Temel Prensip Olarak Alır

Sevgili dostlar,

Uzun zamandır blog güncellemesi yapmadığım için hepinizden özür diliyorum... Ama bu blogu takip eden arkadaşlara bir link vermek istiyorum. Çünkü bu link kana ihtiyaç duyan Türkiye'nin çeşitli yerlerinde insanların buluştuğu bir platform...

Lütfen www.kangonulluleri.com adresini kaydedin siz veremezseniz sosyal paylaşım sayfalarınızda paylaştığınız takdirde belki tanıdıklarınız kan ihityacı olanlara bir katkıda bulunabilirler...

Kısa zamanda görüşmek dileğiyle...

31 Ağustos 2011 Çarşamba

Bir Vejetaryenin En Büyük Kabusu Nedir? Cevap veriyorum KEBAPÇILAR



Efendim vejetaryen olmadan önce çok da dert etmediğim bir konuyla gün itibariyle yüz yüze geldim. Ailem et sever bir aile ve her ne kadar son ayları onlarla yediğim yemekleri benim seçmeme izin verilen daha çok vejetaryenlere daha alternatif sunabilecek yerlerle gitme konusunda onları ikna ettiysem de bir an geldi ve bir kebapçıya girmek durumunda kaldım…


Bir vejetaryen bir kebapçıda ne yiyebilir? Tanrı aşkına ben zaten hayvanların kesilmesini istemediğim için vejetaryen olmadım mı? Cevap evet… Ama büyük kocaman bir ama var o da bazen aile söz konusu olduğunda ikisinin ortasını bulmak zorunda kalırsınız özellikle de Türkiye’de ‘et yememek de neymiş’ ‘kan yapar kan’ mantığı hakimken…


Ama bundan da yırtmanın yolunu buldum… Et yememeye başlayınca alternatif yaratmakta cambaz oluyorsunuz… Gittiğim kebapçıda da Allahtan peynirli pide vardı ki bu da hayat kurtaran bir durum… Ayrıca patates kızartması da ciddi anlamda doymanızı sağlayabilir. Ahh bir de çorbalar var tabii…


Gerçi siz siz olun bir kebapçıdaysanız çorbaya et suyu konulup konulmadığını sorun ki sonra tatsız bir sürprizle ya da ‘acaba mı?’ sorusuyla baş başa kalmayın…
Bu arada gitmek isterseniz diye ya da en azından gitmeye mecbur kalırsanız diye Taksim İstiklal Caddesi’ndeki Konak hem iyi servis hem de istediğinizde size sebzelerden tabak yapma inceliğini gösteren garsonlarıyla gayet başarılı bir yer…




Buyrun bu da adresleri...






KONAK KEBAP YENİ ŞUBE
İstiklal Cad. No:118 Beyoğlu/İST.
(Yapı kredi bankası karşısı)
Tel: 0212 2432722, 0212 2432322, 0212 2432887
0212 2520684, 0212 2491559
Fax. 0212 2432867
 
KONAK KEBAP TÜNEL
İstiklal Cad. No:259 Beyoğlu/İST.
TÜNEL MEYDANI
Tel: 0212 2444281

30 Ağustos 2011 Salı

Tariflerinizi bizimle paylaşın vejetaryen dostlarımıza katkıda bulunun



Bildiğiniz gibi bu sitenin en önemli özelliklerinden biri de Vejetaryenler için verilen yemek tarifleri… Çoğu ailemden öğrendiğim tarifler olup sitenin yemek tarifleri bölümünde yer alıyor. Şimdilerde yeni bir yemek tarifimiz var; bu yemek tarifi de bir arkadaşımın çok sevgili annesinden geldi. O yüzden artık karar verdim ki eğer sizler de bu blogu okuyanların paylaşmak istediği yemek tarifleri olursa ana sayfamızdan yayınlanacak… Böylece hem lezzetli yemekler yemek hem de birbirimizle bunları paylaşma şansımız olacak… Şimdi buğdaylı salata tarifimize geçelim…


BUĞDAYLI SALATA


MALZEMELER
15 gr. buğday
1/2 adet arpacık soğanı
50 gr. kiraz domates
20 gr. mısır
30 gr. kıvırcık salata
40 gr. yoğurt
10 gr. şeker
25 gr. kıyılmış maydanoz
Tuz
Karabiber


YAPILIŞI


Buğdayı 25 dakika hafif tuzlu suda al dente kıvamına gelinceye kadar pişirin.
Arpacık soğanını soyun ve ince doğrayın. Domatesleri yıkayın ve kurulayın, ikiye bölün. Mısırın suyunu süzün. Soğan, domates ve mısırı karıştırın.
Salatayı yıkayın ve suyunu süzün. Salatanın yansını ince, kalanını küçük parçalar halinde doğrayıp sebzelerle karıştırın.
Buğdayın suyunu süzün. Soğuduktan sonra salataya ekleyip karışımı servis tabağına alın.
Yoğurdu tuz, karabiber ve şekerle tatlandırın, maydanozu ekleyerek sos elde edin. Sosu salatanın üzerine döküp servis edin.


Afiyet olsun...

26 Ağustos 2011 Cuma

Farklı lezzetler tatmak için güzel bir adres: Backhaus



Vejetaryen olunca evin dışında yemek yemek biraz paranoyaklığımı tetikledi. Gittiğim yerlerde artık garsonlar illallah demeye başladı ya da bana öyle geliyor. Ama yapılabilecek bir şey yok ‘Şu yemek vejetaryenlere uygun mu?’ sorusunu sorup ardından olumlu yanıt alınca temel bir iki soru daha soruyorum ‘Et suyu da kullanmıyorsunuz değil mi?’ biraz saçma gelse de çok temel bir soru çünkü yediğiniz pilavı ya da makarnayı et suyuyla haşlamış olabilirler korkusu ister istemez içimi sarmış durumda…


Yeni bir tat Vegetarian Quesadilla



Vegetarian Quesadilla
Vegetarian Quesadilla'nın içi
Neyse efendim Nişantaşı’nda bulunan Backhaus ki halamın koyduğu isimle ‘Alman Pastanesi’ vejetaryen yemekleri konusunda alternatif yaratabilen yerlerden. Her ne kadar kahveyi soya sütü ile istediğinizde soya sütümüz yok deseler de bazı yemekleri var ki gerçekten vejetaryen yemek kültürünüze alternatifler sunabiliyor. Ben dün ‘Vegetarian Quesadilla’yı denedim ve gayet de memnun kaldım. İçinde neler olduğunu da yazayım bari… Unlu tortilla ekmeği içinde kaşar peyniri, Meksika fasulyesi, Jalepeno biberi, mısır, pico de gallo, sour cream ve salsa sos ile servis ediliyor. Lakto – Ovo ve Lakto vejetaryenler için gayet uygun ancak ne yazık ki veganlar için pek değil çünkü içinde peynir bulunuyor.






Salatalar oldukça doyurucu

Akdeniz Salatası
Bir başka lezzetleri ise Akdeniz Salatası… Oldukça büyük ve doyurucu bir tabakta gelen salatanın içinde karışık Akdeniz yeşillikleri, beyaz peynir, renkli biber, cherry domates, mısır ve ceviz bulunuyor. Aşağıdaki fotoğrafta peynirin üzerine nar ekşisi gezdirildiği için yer yer koyuluklar ton balığını andırıyor olabilir şimdiden söyleyeyim.. Ama korkmayın yok öyle bir şey :)


Ayrıca Ceasar Salataları, Parmaggiano Salata, Keçi peynirli salata ve Hellim Çiftlik Salataları da vejetaryenler için uygun görünüyor.




Makarnalarda da alternatif oldukça fazla

Öte yandan Backhaus’un makarnaları da oldukça lezzetli ve yine doyurucu… Bunlardan bazılarını veganlar da gönül rahatlığı ile yiyebilir. Gerçi eğer tofu ile servis edebilseler bir çok lakto-ovo ya da lakto vejetaryenin yediği yiyecekleri yiyebilirler ancak bu anladığım kadarıyla henüz pek de mümkün değil…


Penne all Arabiata’ları var ki Penae makarna, fesleğen ve acılı domates ile
Penne con Melanzane’leri ise patlıcan, mozarella domates sos ile servis ediliyor. 


Birçok yerde şubesi var

Pastalar konusunda garsonlara soru sorma fırsatım olmadı eğer olsaydı  jelatin kullanıp kullanmadıklarını soracaktım ama yeniden gittiğimde sorup onunla ilgili de yazacağım. Dediğim gibi soya sütleri olmadığı için laktoz alerjisi olan ya da veganlar için kahve konusunda bir altrenatif ancak Türk Kahvesi ve ecspresso’ları olabilir. Ama hem yer olarak Nişantaşı’nın keşmekeşinden bir nebze de olsa uzak kalıp hem de semtten uzak kalmamanızı sağlayan bir yer. Bu arada sadece Nişantaşı’nda değil İstinye Park, Merter, Yeşilköy, Ataköy Atrium ve Ataköy 5. Kısım’da da şubeleri bulunuyor. 
Nişantaşı Şubesi’nin adresi ise Valikonağı Cad. Akkavak Sk. No: 12 Teşvikiye – Şişli

19 Ağustos 2011 Cuma

Soya sütünü en etkin kullanan yerlerden biri Starbucks



Uslanmaz bir kahve delisiyim... Bunu mide fıtığı ve gastrit bile engelleyemedi... Kahve dükkanları daha İstanbul'da tek tük varken ben kendimi sabahları işe giderken yürüdüğüm İstiklal Caddesi'nde sabahın köründe içtiğim kahvelerin dili olsa da konuşsa. Bu kadar popüler olmadan önce Starbucks benim ikinci evim gibi olmuştu.
Vejetaryen olmadan önce laktoz alerjim nedeniyle süt konusu benim için sıkıntılı bir hal almıştı. Daha sonra sonra Starbucks'taki soya sütünü keşfettim. 
Starbucks'ta Alpro marka soya sütü kullanılıyor
Zaten bir anlamda benim vejetaryenliğim soya sütünü keşfetmemin ardından oldu. Çünkü et ve et ürünlerine ayrıca hayvansal diğer ürünlerin yerine koyabileceğim şeyler olduğunu fark ettim ve istanbul’da bunun o kadar da zor olmadığını gördüm… Tabi bu jelatin nedir ne değildirden önceki düşüncemdi ama neyse :)
Bir hafta kadar önce Starbucks Türkiye’ye bir mail attım vejetaryenlere göre hangi ürünleri var diye öğrenmek için… Öncelikle şunu söyleyeyim tüm Starbuckslarda gördüğüm kadarıyla soya sütü bulunuyor. Bu nedenle kahvelerinizi soya sütü ile istediğinizi belirttiğinizde böyle hazırlıyorlar. Ancak alışkanlıkları olmadığı için bazen özellikle hatırlatmanız gerekebiliyor çünkü soya sütü yerine yarım yağlı inek sütü koyarken buluyorlar kendilerini… Bu nedenle kahve yapılırken yapan kişiye nazikçe bir kez daha ‘soya sütü’yle istiyorum derseniz ve yapıldıktan sonra da “Soya sütüyle yaptınız değil mi?” diye sorarsanız herhangi bir hata olmasını engellemiş olursunuz.
Gelelim attığım mesaja gelen cevaba, kahvelerinin soya sütüyle hazırlandığını ancak acaba yiyeceklerinde vejetaryenler için uygun olanlarının hangileri olduğunu sordum. Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki bazı şubelerde veganlara uygun olarak ‘meyve salatası’ ve bazılarında da öğle ya da akşam yemeği için ‘salata’lar yer alıyor. Ancak örneğin meyve salatası Nişantaşı Starbucks’ta bulunabilirken, Cevahir’deki Starbucks’ta bunu bulmak mümkün olmuyor. 
Gelen maili aynen yayınlıyorum:


Sayın Elena Demiryürek,
Öncelikle markamıza olan ilginize teşekkür ederiz. Tüm yiyecek ürünlerimizle ilgili bilgiyi, mağaza partnerlerimizden talep edebileceğinizi belirtmek ister; danışmak istediğiniz ürünlerimizin içeriği ile ilgili detaylı bilgiye ulaşabileceğinizi belirtmek isteriz. Bununla birlikte vejetaryen misafirlerimiz için özel olarak hazırlanmış bir ürünümüzün bulunmadığını belirtmek isteriz.
İlginize teşekkür eder; sizleri tüm mağazalarımızda misafir olarak ağırlamaktan her zaman büyük mutluluk duyarız.


Kısacası zaman geçirmek için korkmadan gidebileceğiniz bir yer özellikle de kahve ile ilgili dediğim gibi soya sütü olayını belirttiğinizde hiçbir sorun yaşamıyorsunuz.

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Tofu bulmak ya da bulamamak işte tüm mesele bu!!!

İstanbul'da tofu satılan yerleri merak ederken fark ettim ki Migroslarda tofu artık son zamanlarda raflardaki yerini almıyor. Bunda yakınırken laf aramızda twitter'dan da konu ile ilgili olarak yakınıyordum. Bu yakınmalarıma migros twitter'dan ben sormadan yanıtını verdi. Şöyle ki MigrosHizmet twitter'dan konu ile ilgili olarak "Sevgili  şuanda üretci kaynaklı bir sorun olduğundan sizlere tofu sunamıyoruz. Yakından ilglenyoruz, ilginiz için teşekkürler." yanıtını verdi. Ben de konuyla ilgili olarak şansımı zorlayıp light ürün reyonu yapıldığı gibi keşke soyalı ürün reyonu da yapılsa diye bir twit atınca buna da yanıt vermekte gecikmediler : " Sevgili Elena Demiryürek gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Soyalı ürün isteğiniz yetkililere iletilecektir. Teşekkürler."


Ben de bu durumu sizlerle paylaşmak istedim. Kısacası migros'larda tofu bulmak için biraz daha beklememiz gerekecek ancak nerelerde uygun fiyatlarda satılır konusunu araştırmayı sürdürüyorum...

Alternatif arayan vejetaryenler için güzel bir mekan: Galata Muhallebicisi

Kabul etmek gerekiyor ki vejetaryenler Türkiye'de az sayıdalar. Bu nedenle içinde et olmayan yemekler yapan mekanlar bulmak oldukça güç. Ama bu mekanların menülerine baktığınızda aslında et yemeden de gayet karnınızı doyurabilecek yiyecekler bulabilirsiniz.


Merci Salata
Geçtiğimiz günlerde Nişantaşı'ndaki Galata Muhallebicisi'ne yemek yemeye gittim. Yanımda halam vardı ve onun beslenme tarzı tıpkı bir çok arkadaşım ve aile üyelerim gibi etle beslenme üzerine... 'Sana uygun bir şey bulabilir miyiz acaba' diye sorarken kendisi ben menüde 'Merci Salata' diye bir yemek gördüm. Kendisi mercimek salatası ... Salata çeşitli yeşillikler, mercimek, nar ekşisi, yeşil soğandan oluşan bir salata ayrıca tabağın yanına lor peyniri de konuluyor. Veganlar istedikleri takdirde lor peyniri koymadan bu doyurucu salatayı tüketebilirler. Oldukça doyurucu bir porsiyon olduğu gibi fiyatı da 12 TL.


Arıca menüde veganlara uygun olmasa da lakto ve lakto ovo vejateryenler için uygun pide çeşitleri bulunuyor. Örneğin bunlardan bir tanesi 'ıspanaklı pide'... Bu pide türünün içinde peynir ve közlenmiş soğan da konuluyor. Lakto vejetaryenler yine de yumurta konusu hakkında garsona uyarıda bulunsunlar derim...


Menüyü biraz inceleyince 'Buğday Salata' da içinde peynir bulunmaması dolayısıyla veganlar için ideal. Öte yandan Lakto ve Lakto - Ovo vejetaryenler 'Keçi Salata', 'Izgara Sebzeler Salatası', 'Kök Salata', 'Roka Salatası' alternatiflerini de deneyebilirler....


Ayrıca Nişantaşı şubesi kedilere ve sokak hayvanlarına gösterdikleri ilgiyle de takdirimi kazandı. Kendi bahçelerinin bir köşesine sokak hayvanlarının su içebilmesi için su kapları koyarak bu sıcak havalarda hayvanların susuz kalmamasını sağlıyorlar. Bu açıdan da kendilerine yıldızlı bir on puan veriyorum.

12 Ağustos 2011 Cuma

Vejetaryenlerin Jelatin İle İmtihanı

Bir vejetaryen olarak belki de en çok zorlandığım şeylerden biri jelatin içeren maddelerin etrafımdaki çokluğuydu.  Aslına bakacak olursanız söylenene kadar jelatinin içeriği konusunda da bir bilgiye sahip değildim. Ta ki Vejetaryen Kulübü'nün sitesinde Jelatin ile ilgili aşağıda göreceğiniz yazıyı okuyana kadar. O anda fark ettim ki sevdiğimiz tüm zararlı şeyler aslında sadece bize değil, varlıklarından mutluluk duyduğumuz ve nedense insanların hep kendilerine hizmet için var olduklarını düşündükleri hayvanlara da zarar veriyor. 




Hatta insanları bir kenara bırakın tamamen onların canlarının hiçe sayılması ile o yiyecekleri tükettiğimiz gerçeğiyle yüzleşelim... Kısacası yemekten keyif aldığımız o çikolata barları, dondurmalar, sakızlar hayvan dostlarımızın kanıyla sulanmış durumda... Bence bunları tüketirken iyice düşünmek gerekiyor.


İşte o yazı...




JELATİN NEDİR??


E 441 kodlu gıda katkı maddesi olan jelatin, sığır ve balık gibi hayvanlardan elde edilen, hayvansal kaynaklı bir proteindir.
Jelatinin %83`ü protein, %15`i su ve %2`si de mineraldir.
Jelatin, hayvanların kemiklerindeki, bağ dokularındaki, bağırsaklarındaki ve organlarındaki kolajenlerin kısmi hidrolize edilmesi ile üretilir. Bu hammaddeler, kesimhanelerden ve entegre tesislerden, en üst düzey hijyenik şartlarda ve insan tüketimine uygun koşullarda toplanmaktadır.
Jelatin içinde, temel aminoasitlerin hemen hemen tamamı yer almaktadır: Glisin (%27), prolin (%16), hidroksiprolin (%14), glutamik asit (%12), alanin (%11), arginin (%8), aspartik asit (%6) ve diğerleri (%6). Esansiyel amino asitlerden sadece triptofan jelatinde bulunmamaktadır.
Jelatin, gıda maddelerinde kıvam arttırıcı ve jelleştirici gibi özelliklerinden dolayı kullanılmaktadır.


Jelleştirme Gücü ve Sıcaklığa Bağlı Geri Dönüşümü:


Jelatin, kendine özgü bir özelliğe, sıcaklığa bağlı geri dönüşümü olan jel oluşturma özelliğine sahiptir. İçinde jelatin olan bir solüsyon soğutulduğunda, jel oluşturur, bu jel ısıtıldığında ise, tekrar sıvıya dönüşür. Solüsyondan jele, jelden solüsyona dönüşme işlemi, çok kısa bir sıcaklık aralığında gerçekleşir ve bu işlem tekrarlanabilir bir dönüşüm işlemidir.


Bu özelliği, jelatinin sayısız uygulamada kullanılmasını sağlayan, en önemli özelliğidir.


Jelatin, değişik sınıflandırmalar ile tanımlandırılmaktadır, ancak en temel sınıflandırma jel gücü ya da jel sıkılığını tanımlayan ve Bloom adı verilen sınıflandırmadır. Diğer sınıflandırmalar ise, jelleşme noktası ve erime noktasına göre yapılan sınıflandırmalardır.


Jelatinlerin jel gücü, genelde 50-300 Bloom arasında değişmektedir. Sınıflandırma şu şekildedir:


•Düşük Bloom (Jel gücü 120 ve daha altı)


•Orta Bloom (Jel gücü 120 ile 220 arası)


•Yüksek Bloom (Jel gücü 220 ve üstü)




Köpük Oluşturma Özelliği:


Jelatinin bir diğer önemli özelliği de köpük oluşturma ve oluşan bu köpüğü uzun süre muhafaza etme özelliğidir. Böylece ürünlerin hacimlerinin de artmasını sağlar. Bu çok değerli özelliği sayesinde, özellikle süt ürünlerinde, mus gibi tatlılarda ve kremalarda kullanılmaktadır.


Kolloidal Yapıyı Koruma Özelliği:


Kolloidal yapıyı koruma gücü yüksek olan jelatin, emülsiyonların ve süspansiyonların oluşumunu kolaylaştırır. Bu özelliği sayesinde, örneğin dondurmada ve dondurulmuş tatlılarda buz kristallerinin oluşumunu engeller.


Jelatinin kolloidal yapıyı koruma mekanizması kısaca şöyledir: Protein molekül zincirleri iki farklı fazın arayüzeyine doğru hareket eder ve parçacıkların etrafında mono-moleküler bir film oluşturur. Buna ek olarak, protein molekül zincirleri sıvı fazın viskozitesini arttırır ve böylece emülsiyonların ve süspansiyonların oluşmasını ve bu yapının muhafazasını sağlar.


Bir polimer olan jelatinin viskozitesi de 1.5 - 7.0 mPa.s arasında değişmektedir.


Üretimde Jelatin Kullanımı:


•Jelatinin yapısı 100ºC gibi yüksek sıcaklıklarda bozulur. Bunun sonucunda da jelatin, kıvam arttırıcı ve jelleştirici gibi özelliklerini kaybeder.


•Bu özelliğinden dolayı, üretim prosesinde içinde jelatin olan karışımlara eğer yüksek sıcaklık uygulanacaksa, jelatin solüsyonu en son aşamada eklenmelidir.


•Jelatin, nötr karakterli özellik taşıdığından, asitliği yüksek ortamlardan da etkilenir, yapısı bozulur ve özelliklerini kaybeder.


•Jelatin soğuk suda çözünmez, hatta soğuk suda kendi hacminin 10 katı kadar su alarak, şişer. Ancak jelatin, sıcak suda çözünebilme özelliğine sahiptir. Üretim prosesinin özelliğine göre, jelatinin bu iki özelliğinden biri kullanılabilir.


•Jelatinlerin kıvam arttırıcı özelliğinin kullanılması gerektiği için, suda çözülerek kullanılır.


•Ürün reçetesine ve istenilen son ürünün özelliklerine göre, jelatin kullanım miktarları ayarlanabilir. Bunun için, laboratuvar ve üretim şartlarında bir çok deneme yapılarak, istenilen özelliklerin oluşup, oluşmadığı kontrol edilmeli ve yeni reçete oluşturulmalıdır.


•Jelatinler, agarlar, aljinatlar, karagenanlar ve pektinler gibi diğer kıvam arttırıcılar ile, mısır nişastası, dekstroz ve glikoz gibi mısır şurupları ile, yenilebilir asitlerle ve aromalar ile birlikte uyum içerisinde kullanılabilir. Bu noktada önemli olan, ürüne ve prosese en uygun oranın bulunmasıdır.


Uygulamalar:




Jelatinin, gıda sektöründe birçok uygulama alanı bulunmaktadır. Şekerlemeler (jelibon benzeri jel şekerlemeler, marşmelovlar, meyveli sakızlar, tofi şekerlemeler, nugatlar, draje şekerlemeler ve tablet şekerlemeler), jöleler, süt ürünleri (yoğurt çeşitleri, fermente sütler, sütlü tatlılar, dondurmalar), et ürünleri gibi sektörlerde birçok işlevi ile kullanılmasının yanı sıra, şarap ve meyve suyu sektörlerinde de durultma amacıyla kullanılır.


 Kaynak: HammaddeTr, Türkiye Vejetaryen Kulübü

11 Ağustos 2011 Perşembe

Nerede ne yenir? Hadi birbirimize yardım edelim!!!


Vejetaryenler birbirlerine genelde destek olurlar… Ancak bu bazen gidilecek mekanlar ve o mekanlarda yenilebilecek yemekler sorunsalına pek de yardımcı olmaz. Yardımcı olmaya çalışan et yiyenler dışında bir de vejetaryen beslenmeyi benimseyen insanları külfet olarak gören ya da modern dünya şımarıkları olarak adlandıran insanlar da vardır. Bu nedenle gideceğiniz mekanlarda ne yeyip ne yiyemeyeceğinizi bilmek önemlidir. Çünkü İstanbul gibi bir metropolde bile bu tarz bir beslenme düzenine hitap eden mekanlar yok denecek kadar azdır. 

Ehh arkadaşlarımızın hepsini de vejateryenlerden seçemeyeceğimize göre bize bir çıkış yolu gerekiyor. Bu blogun amacı temelde gittiğimiz ve vejetaryen beslenmeye uygun yiyecekleri yapan yerleri tespit etmek ve en azından yemek yiyebileceğimiz alternatifleri çoğaltmak.

Bunun için de bu blogu takip eden sevgili dostlar illa vejateryen olmanıza gerek yok biraz duyarlılık bile bizlere yardımcı olur. Gittiğiniz yerlerdeki menülere baktığınızda vejateryen beslenmeye uygun yiyecekleri tespit etmek mümkünse menünün fotoğrafını çekmek ya da bir yere yemeklerin isimlerini not etmek gibi yöntemlerle bana ulaştırırsanız bir çok insanın hayatını kolaylaştırıp buna yardımcı olursunuz.

Şimdiden hepinize teşekkür ederim…

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Nasıl ve neden vejetaryen oldum?


Vejetaryen olmaya karar vermek herkes için farklı farklı süreçleri içinde barındırır. Benim vejetaryen olma nedenim aslında küçük bir kedi yavrusu yüzünden oldu. 2 yıl kadar önce hayatıma giren o kedi yavrusu hayatımın büyük bölümünü etkiler oldu.

Eskiden de hayvan sever bir insan olmakla birlikte o kedi yavrusu hayatıma girdiği anda yavaş yavaş ilerleyen bir süreçle hayvanların haklarını, onları aslında kendi dünyalarında nasıl ötekileştirdiğimizi fark etmeye başladım.
Sonra ne mi oldu? Önce ufaktan hayvanlar üzerinde deney yapan kurumları ve onların ürünlerini kullanmayı bıraktım. Geçtiğimiz aylarda da bu eti bırakma aşamasına kadar geldi. Bir gün ofisin yemek sırasında yemekte ne var konuşması yapılırken sıranın önünden biri ‘bonfile var’ dedi. Gayet normal olan bir cümleye hiç yadırgamadım sonra aynı kişi ‘dana bonfile’ dedi.

O anda bir ışık beynimde yandı mı denir kafamdan aşağıya kaynar su mu döküldü denir ne denir bilmiyorum ama ‘dana’ ‘bonfile’ kelimelerini ayrı ayrı beynimde birleştirdim ‘Dana ineğin yavrusu olandı dimi’ yani ‘Biz yavruları kesiyoruz. Aman Tanrım… Sakın bana bunu yaptığımızı söyleme…’

O an son et yiyişim oldu sanırsam… Ben Zilli yüzünden bu kararı verdim? Peki ya siz?

İstanbul Vejetaryen Rehberi'nin Amacı


Bu bloğun amacı; İstanbul’da yaşayan, benim gibi vejetaryen olmaya yeni başlamış ya da
uzun yıllardır bu bayrağı taşıyan insanlarla bir arada olabilmek.


Ben tam olarak yeni sayılan bir vejetaryenim… Ve şimdiden bu durumun zorluğunu
yaşamaya başladım. Çünkü fark ettim ki olay sadece et yememekle bitmiyor.


Hangi gıdalarda hayvansal maya ya da ürün kullanılıyor? Hangilerinde kullanılmıyor? Jelatin
nedir? Nelerde bulunur?


Yediğimiz yemekler böyleyken; ya giydiğimiz kıyafetler, diş macunlarımız, deterjanlarımız...
Onlar hayvanlar üzerinde deney yapıyorlar mı? Hayvansal ürün kullanıyorlar mı?


Evet bunlar çok karışık ve insanlar birbirlerine yardım etmeye çalışsa da sonuçta bir an
geliyor herkes bir yerde kilitleniyor. İşte bu blog bu kilitlenmeler sırasında birbirimize
yardımcı olalım diye kuruldu.


İstanbul’da yaşadığım için şimdilik İstanbul’u baz aldım ama ülkenin dört bir yanından
vejeteryanlere kapımız sonuna kadar açık. Sonuçta pek fazla Türkçe vejetaryen sitesi
olmadığı için, hepimizin İngilizce bilmek gibi bir zorunluluğu da olmadığı için bu blog belki
hepimize yardım eder…


Yardımlarınızı beklediğimi söylememe sanırım gerek yok…