Translate

9 Ağustos 2020 Pazar

VEGAN YEMEK TARİFLERİ: Kuru patlıcan ve biber dolması

Yemek tarifine hazır mıyız gençlik?! Ne demek vejateryen veya vegan yemek bulamıyorum hadi canım siz de... Bu topraklar zeytinyağlı yemeklerin harman olduğu yer... 

Bu sıcaklarda çok güzel bir tarifle geldim size... Kuru patlıcan ve biber dolması yapmaya ne dersiniz? 

Bunun için - benim kuru patlıcan ve biberler biraz küçüktü - 22 tane patlıcan ve 22 tane bibere ihtiyaç var... Hani şu ipe dizilmiş kurutulmuş olanlardan... Ben Kadıköy'de Doğa'dan buldum oradan alabilirsiniz... Yoksa her aktarda ortalama vardır diye düşünüyorum...

Öncelikle biberlerin acı olduğunu varsayarak iki tencerede iki ayrı su kaynatıyoruz ve kaynadıktan sonra birine patlıcanları diğerine de biberleri atıp 5 dakika kapağını kapatıp kaynamasına devam etmesine izin veriyoruz. Sonra kapatıp süzüyoruz... 

Öte yandan beri taraftan, 2 orta boy soğanı ve 4 diş sarımsağı yemeklik sotelik doğruyoruz. Bir çay bardağı zeytinyağını bir tencereye koyup soğanları kendisiyle yumuşatıyoruz, onlar yumuşayınca sarımsaklara aynısını yapıyoruz. Ardından bir kaşık domates ve bir kaşık da biber salçasını da içlerine ekleyip çevirmeye devam ediyoruz. O arada 1 bardak yıkanmış pirinci tencereye ekleyip iki 3 dakika da öyle kavuruyoruz. Bunların akabinde 2 yemek kaşığı kuru nane, bir çay kaşığı karabiber, bir tatlı kaşığı tuz, 1 çay kaşığı sumak, 1 tatlı kaşığı toz şekeri de tencereye ilave ediyoruz ve güzelinden karıştırıyoruz. Bu arada bir çaydanlıkta da 1.5 su bardağı su kaynatın ve kavurduğumuz malzemenin içine döküyoruz ve kapağını kapatıyoruz. Pirinçler suyunu çekene kadar bekliyoruz. 

Daha sonra biber ve patlıcanları doldurmaya başlıyoruz ama aklınızda bulunsun, ağzına kadar doldurmayın biber ve patlıcanları ki taşmasın. Hatta yerleştirirken, birbirlerinin içine geçecek şekilde koyarsanız birbirlerinin ağızlarını doğal şekilde kapatmış olacaklar. Doldurma ve dizme işleminiz bittiyse, tencereye 1.5 bardak su ve bir ya da iki çorba kaşığı nar ekşisi koyun (nar ekşisi sevme derecenize göre değişiyor)... Kaynadıktan sonra yaklaşık 40 dakika daha pişirin ama arada suyu yeterli mi diye kontrol etmeyi de unutmayın...

İster sıcak ister soğuk çok güzel yenilir. Hem de evdekilere de sebze yedirmiş olursunuz. sonuçta evde yaptığınız güzel yemekler, başta ev halkı olmak üzere pek çok ulaşabileceğiniz insanın et yememe kültürüne aşinalık kazanmasını sağlayacaktır. 

Afiyet olsun... 

29 Temmuz 2020 Çarşamba

Veganlar İçin Yemek Alışverişi: Yoğurt




Vegan veya vejetaryen fark etmez hatta laktoz toleransı olanlar da iyi bilir ki inek sütü dışında yoğurt bulabilmek bu ülke sınırlarında altın bulmaktan zordur. 

Vegan yiyeceklerin bu kadar pahalı olmasını ayrıca yazacağım. Zira geçim sıkıntısının bu derece hissedildiği dönemde hayvansal gıda içermeyen yiyeceklerin bu kadar pahalı olması çok tuhaf... Soya, badem, fındık, hindistan cevizi sütlerinin fiyatlarından haberiniz var mı? Uçmuşlar...

Neyse ama konumuz bu değil. konumuz yavaş yavaş yoğurt avına çıkmış olmam. İstanbul'un sanırım en vegan beslenen insan popülasyonunun yoğun olduğu semtlerden birinde yaşıyorum. Bu da birçok ürüne hemen ulaşabilmemi sağlıyor. 

Birde bulunduğum yerde Vegan Bakkal adında çok tatlı bir dükkan var. Gerçekten yardımcı oluyorlar. Bugün oradan Pirinç Yoğurdu aldım. İki çeşit yoğurtları bulunuyor, biri pirinç biri de kaju yoğurdu. Benim kajuya alerjim çok fazla olduğundan hakkımı pirinç yoğurdundan kullandım. 

Biraz tuzlu bir tadı var. Ancak meyve püresi ile biraz daha yenilir olabiliyor. Ama dip sos için daha uygun sanki... Hatta tuzlu yemekler için daha uygun gibi duruyor. 

Soya yoğurdu arayışım sürüyor bakalım onu bulabilecek miyim? 

Bu arada pirinç yoğurdunun markası "Yaşam Fuds" linkini de buraya bırakıyorum. Yaşam Fuds, İzmir meneşeyli bir firma... Birçok vegan ürün de üretiyorlar... Vegan et, vegan mayonez gibi ürünleri de mevcut... 


28 Temmuz 2020 Salı

Veganlık ile ilgili bir ankete katılıp destek verir misiniz?





Sevgili dostlar, Romalılar... 

Vegan ve Vejetaryenlik üzerine birçok çalışma yapılmaya başladı. Özellikle de ülkemizde gittikçe ilerleme kaydediyoruz. Sizinle Vegan bir dostumuzun anketini paylaşmak istiyorum. Tüm yaşadığımız zorlukları ancak birlikte aşabiliriz.

Fulya Çelebi'nin Twitter'da paylaştığı bir anketi kendisinini Twitter'ındaki notuyla paylaşıyorum. 

Hadi destek verelim...

"Arkadaşlar veganlık ve nonveganlıkta gıda harcamaları arasındaki farklı test etmek için bir anket oluşturdum vegan dostlarım anketi doldurursa çok sevinirim."

26 Temmuz 2020 Pazar

Vejetaryen / Vegan olmak halen İstanbul'da zor mu?





Dostlar, hadi biraz bu soruya bakalım... 
Yıllar önce bu blog başladığında hatırlarsınız, kebapçıda bile vejetaryen beslenmeye çalışan bir insandım. Hayat aktı gitti. Özellikle uzak doğu mistisizminin tuhaf bir şekilde insanların hayatlarına girmesiyle, toplum daha bir vegan / vejetaryen beslenmeye alıştı.

Peki ben bu 8 senede ne yaptım. Bir kere söyleyeyim her anı tamamen 0 et, olarak geçemedi. Çünkü araya hamilelik girdi. Tuhaf bir doktorla yaşadığım kötü bir tecrübe neticesinde günde 3 tane yumurta yedirilmek ve bir o kadar da et yedirilme suretiyle neredeyse sabote edildim. olay hamilelikte bunları yemek değil zorla ve AŞIRI yedirilmekti. Neyse çok şükür aklı selim bir doktora transfer olunca bu eziyet bitti. Doğum sonrasında 1 sene sonra birden bire aslında yumurta, et, süt, peynir vs. gibi aklınıza veganlığa geçişe neden ne varsa hepsine alerjim olduğu ortaya çıktı. 

Komik bir şekilde çok sevindim... Düşünsenize yıllarca yememek için ailemle, toplumla herkesle  mücadele ettiğim şey tıp tarafından önüme altın tepside sunuldu. Eşime göre o an gözlerim parlamış :)

Neyse yalnız bu iyi tarafıyken alerjilerimin bir çok kuruyemişe de olduğu ortaya çıkınca eee şimdi ne olacak durumu oldu... Neden? Çünkü bir sürü vegan süt ürününü de kullanamamak anlamına geliyordu. 

Tüm bu alerji, vegan beslenme tercihlerinin yanı sıra halen ayda bir iki gün et yeme ihtiyacı duyuyorum. Şöyle ki sanırım B12'im o zamanlarda yerlere çarpılıyor. Ve normalde kokusunu bile almadığım et kokusunu çok uzaktan bile alabiliyorum. 

Yani Garb Cephesi'nde sevgili dostlar mücadele devam ediyor. Ancak iyi olan taraf bir sürü vegan dükkanın açılması, soya sütü, hindistancevizi, fındık gibi sütlerin marketlerde yer almaya başlaması... Dahası artık evlerde bile bunları yapabilecek videolara erişmemiz sebebiyle efsane tarifler bulabiliyoruz. 

Her ne kadar 8 senede bazı diyetisyenler utanmasalar bir oturuşta bir öküz yiyin moduna geçtiyse de biz en azından kendimizi biliyoruz. 

Şimdi sizlere soruyorum hadi bana cevaplarınızı yollayın... Bulunduğunuz yerde vegan / vejeteryen olmak kolay mı, zor mu?

Yeni Mekan Önerisi: Poutine Moda

Sevgili dostlar, Romalılar... 8 yılda en çok değişen şey, vegan ve vejetaryenlere verilen önem oldu. Bir sürü mekan açıldı, normal mekanlar bile menülerine vegan lezzetler ekledi.
İşte size yeni bir yer önerisi: Poutine Moda.

Her ay değişen menülerinde mutlaka vegan bir yemeğe yer veriyorlar. 

Bizler için önemli olan neydi? Ortak mekanlarda sosyalleşirken, yemek tarzımızdan ödün vermemek. İşte Kadıköy Moda'daki bu güzel mekan hem lezzetli, hem doyurucu hem de kaliteli yemekler yapıyor.

Yukarıda gördüğünüz fotoğrafta efsane bir lezzet, Hindistan usulü poutine ile tanıştırayım sizi... Kızarmış sebzeler ve patatesten oluşan bir poutine... Yemek türü aslen Kanada meneşyli ama mekan sahipleri bizlerin damak tadına güzel bir uyarlama yapmışlar. İnsanda şişkinlik yaratmıyor ve lezzeti inanılmaz özellikle salatalık ve lahana turşusu karışımı çok lezzetli... 

İlgilenenler için instagram adresi de şöyle: poutinemoda. Afiyet olsun.